Efsaneye göre güzelliğini kaybetmeye başlayan Kraliçe Kleopatra, bunun için çareler aramaya başlar ve askerlerine emir vererek güzelliğine faydalı olan suyu bulup getirmelerini ister. Dünyanın çeşitli yerlerine dağılan askerlerin geldiği yerlerden biri de Pamukkale’nin gözbebeği Antik Havuz’dur. Havuzun suyundan numune alan askerler Kleopatra’nın denemesi için suyu ona götürürler.

Suyu yüzüne süren Kleopatra, yüzündeki çizgilerin kaybolmaya başladığını  görünce hemen bu havuza gelir ve kendisini havuzun sıcak sularına bırakır. Kısa bir süre sonra da eski güzelliğine yeniden kavuşur.

Pamukkale sınırları içinde yer alan Antik Havuz, suyunun sıcaklığı nedeni ile rahatlatıcı bir etkiye sahip olmasının yanı sıra, birçok hastalığın tedavisinde de etkilidir. Bu konuda yapılan araştırmalara göre Antik Havuz’un suyu, kalp hastalığı, damar sertliği, tansiyon, romatizma, deri, göz, raşitizm, felç, sinir ve damar hastalıklarına, içildiğinde de spazmlı midelere çok iyi gelmektedir. Bu da Roma Dönemi’nden itibaren Antik Havuz’un etrafında sürekli olarak sağlık merkezlerinin kurulmasının nedenini ortaya koymaktadır.